21 Ağustos 2016 Pazar

AYDAKİ İLK ADIMLAR | KISA HİKÂYE



(İlk kısa hikâyem olan Aydaki İlk Adımlar bana aittir ve iznim olmadan hiçbir yerde kullanılamaz.)


Ruhunun kırıklarını ölü bakışlarının altına süpüren kadına.


Korku, güçlü bir duyguydu. Özellikle de oturduğunuz soğuk bank bir hastanenin bahçesindeyse ve eski bir arkadaşınızın ölüme karşı verdiği savaş belirsizliğini koruyorsa.

Rüzgâr yüzüme, tenime dokundu; geride titreyen küçük bir kız çocuğu bıraktı. Kalemi tutan ellerim soğuktan kızarmıştı ama dizlerime koyduğum resmin üstünde çalışmaya, resimdeki adamın alnına düşmüş saçlarına gölgeler vermeye devam ettim. Gökyüzü, soluk bir mavi rengindeydi. Uzaktan gelen konuşmalar fısıltılar hâlinde zihnime doluyor, oradan mideme düşüp içimdeki boşluğu besliyordu. Büyük bahçede bir tek çocuk, bir tek gülüş sesi yoktu. Uğuldayan ağaçlar, kararmaya başlayan bulutlar ve etrafımdaki her şey sanki şimdiden onun için yas tutmaya başlamış gibiydi.