21 Aralık 2018 Cuma

Çöp Eser: Kime Göre, Neye Göre?




Çöp eser. Bu kavramı birçok yerde, birçok eser için duydum; hatta eserleri geçelim, bazı yazarlar için bile bu tabirin kullanıldığına şahit oldum. Birileri çıkıp diyor ki bu adamın/kadının yazdığı şey okunmaz. Neden? Birkaç kötü eseriyle karşılaştığın için mi? Senin zevkin bütün topluma mal edilebilir olduğu için mi? Yoksa o yazarın yazım tarzında toplumun çoğunluğunun beğenmediği bir yan bulunduğu için mi? Peki kim bu çoğunluk ve nedir bu beğenilmeyen yanlar? Gelin inceleyelim.

1.  Eserdeki betimleme miktarı: Ben, Balzac’ı okumaktan büyük haz alan biri olarak, betimlemeli eser seven taraftanım fakat birçok insanın betimlemeyi laf kalabalığı olarak gördüğünü de biliyorum. Bunu özellikle somut şeyler için savunuyorlar, bunun da farkındayım. Ruhsal betimlemeler, karakterin iç dünyasına olan yolculuklar daha heyecan verici çünkü. Ben de az çok bir vazo ve aşkın aynı kelime yoğunluğuyla tarif edilemeyeceğine katılıyorum ama bence bu yine de vazonun sadece üstündeki çatlaktan ve içindeki kurumuş çiçekten ibaret olmasını gerektirmez. Ben isterim ki yazar bana vazonun üstündeki çatlağın hangi kavga yüzünden olduğunu, yapıştırılan yerin desenin en güzel yerini nasıl da bozduğunu ve içindeki kurumuş çiçeklerin susuzluktan değil, ruhsal bitkinlikten beslenerek öldüğünü anlatsın. 

6 Eylül 2018 Perşembe

İYİLEŞMEK İÇİN YAZ: DEPRESYON





Yazı, bize binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlerin, farklı dünyaların kapısını açmıştır. Önümüze tarihi sermiş, onca bilge insanın yolumuzu aydınlatmasına olanak sağlamıştır. Fakat yazı sadece geçmişi anlatmaz, açtığı tek kapı da yalnızca farklı medeniyetlerin kapısı değildir. Yazı, geleceğin şarkısını da söyleyebilir, eğer sesinizi bulmaktan korkmazsınız ve aynı zamanda zihninize açılan bir kapı da olabilir yazı, eğer parmaklarınız kapının kolunu kavrayacak kadar cesursa.