22 Haziran 2019 Cumartesi

Sanatın Yokluğunda Hayat



Yaklaşık iki yıldır, belki de daha fazla bir süredir, kendimi eskisi gibi iç huzuru yakalamış bir hâlde göremiyorum. Bunun en büyük sebebi üniversite sınavına tekrar ve tekrar hazırlanmam, dolayısıyla da bu süreçte hiçbir şey yazamamamdı. Bu öyle bir süreç ki, yazmayı bırakın, elime kitap bile alamadım doğru dürüst. Geçtiğimiz altı ay içinde sadece üç kitap, geçtiğimiz bir sene içinde de altı kitap okuyabildim bu yüzden. Ve sadece iki tane blog yazısı yazma şansım oldu.


Sadece bu da değildi beni sanattan uzaklaştıran. Siyasetti. Aile ve arkadaş ortamlarında ardı arkası kesilmeyen kısır tartışmalardı. Boğazınız ağrıyana kadar karşınızdakine bir şey anlatmaya çalışmaktı. Kesinlikle apolitik bireylere dönüşmemiz gerektiğini savunmuyorum. Bence herkes ülkeyi daha güzel hâle getirecek siyasi fikirleri konuşmalı, tartışmalı. Çünkü en başta siyasi ortamın uygun olmadığı bir ülkede sanat ve bilimin kendine yer bulabilmesi nasıl beklenebilir ki? Bu çok doğru. Fakat günlerce, aylarca süren onlarca aynı yalan, aynı karalama, aynı tartışma ve aynı ötekileştirme o kadar yoruyor ki insanın ruhunu… Bir yerden sonra yalnızca yıpranmaya başladığınızı hissediyorsunuz. Bütün o kısır tartışmaların ışığında sisteme etki edemediğinizi, sistemin sizi adeta yiyip bitirdiğini hissetmeye başlıyorsunuz.

Sanırım bu her zaman biraz böyleydi. Dünyadaki bazı kuvvetlerle mücadele edebilmek için hep biraz balataları sıyırmak gerekiyordu. Fakat hiçbir zaman günümüzde olduğu kadar bunca kötü haber bombardımanına tutulduğumuzu sanmıyorum. Aklınıza gelebilecek hemen her sosyal medya sitesinde, hemen her kanalda üstelik aynı anda, noktasına virgülüne kadar aynı kötülüklere maruz kalıyoruz. Ve insanlar olarak, bütün bunlardan biraz uzaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Akıl sağlığımız için, sadece biraz.

Önerim şu: Bu yaz, bütün aksini isteyenlere rağmen, bilimle, sanatla, bizim hayatı çok daha iyi ve çok daha huzurlu şekilde kavramımızı sağlayan o sanatla, daha çok ilgilenelim. Daha çok tablo görelim bu yaz. Siyasetçilerin bağırış çağırışlarından çok müzik dinleyelim. Daha çok müze gezelim, daha çok tiyatroya gidelim, daha çok kitap okuyalım ve en önemlisi, daha çok yazıp daha çok üretelim. Cehaletin, kaba saba insanların, kötülüğün ışığımızı söndürmesine izin vermeyelim.

Bu yolda ben en başta blog yazılarını yazmaya geri dönme kararı aldım. Çünkü hepimiz günün sonunda içimizi ısıtacak bir şeyler okumayı hak ediyoruz. Ayrıca, o kadar zamandır kitap okuyamamamın acısını da çıkarmak üzere yazın okumak istediğim kitaplara dair bir liste de yaptım. Bunlar;
Bir dünya klasiği olmak üzere Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’ı,
Bir Türk eseri olmak üzere İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası,
Bir felsefe kitabı olmak üzere Herbert Spencer’ın Devlete Karşı İnsan’ı,
Hayatta hepimizin ihtiyacı olan uçukluk için H.G. Wells’in Görünmez Adam’ı,
Ve yine iç ısıtan bir hikaye olması için Paulo Coelho’nun Simyacı’sı.
Ayrıca PDF üzerinden de İngilizce olarak Carol Dweck’in Mindset’i de okuyacaklarım arasında çünkü insan zihninin işleyişini, düşünüş şekillerini öğrenmek; bunu yaparken de yabancı dilinizi geliştirmek, ilerletmek önemli.

Bu yaz için başka projelerim de var. Yaklaşık 3-4 yıldır akıcı bir şekilde Rusça konuşmak istiyorum örneğin ama dersler, sınavlar derken Rusça cümleyi kuramamayı geçiyorum, okuma seviyem bile ilkokul birinci sınıf düzeyinde kaldı. Bu sene, bunu değiştirmek için günde en az on beş dakika Rusça okuması yapmak istiyorum.

Ayrıca, zamanında severek yazdığım Kusurlu Mekanizmalar’ı yazmaya dönmemin de tam sırası. Bir roman yazmak kadar insanın zihnini uzak diyarlara götüren bir eylem nadir bulunur zaten.

İşte bu kadar. Bütün bu alanlarda ilerlemek beni yeterince yoracağı için ben maalesef burada durmak zorunda kalıyorum. Fakat hayatımı her an daha da güzel kılmak için yeni melodiler keşfetmekten, güzel tablolara bakmaktan da bir an geri durmayacağım. Onu da ekleyelim buraya. Umarım siz de hayatınızı güzelleştirecek etkinlikleri bir an olsun geri plana atmaz ve bu güzel ülke ve bu güzel yaşam için canla başla çalışmaya devam edersiniz. Güzellikler hayatınızdan eksik olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder